Yaklaşık 5000 yıllık bir geçmişi olduğu söylenen sirke kelime olarak “üzüm asidi” anlamında gelmektedir. İngilizce’de vinegar; Fransızca’da “vin aigre” kelimelerinden türetilmiştir ve ekşi şarap demektir.
Sirkelerin çok türü olsa da en sık kullanılanlar elma, üzüm ve alıç (yabani olarak yetişen, kırmızı ya da koyu sarı rengi, mayhos tadı ve dikenli bir ağaç) sirkeleridir. Her biri farklı faydalara sahiptir.
İçinde asetik asit bulunan sirke, fermentasyon sonucunda oluşur ve asetik asit bu sayede sirkeye karakteristik kokusunu kazandırır. Bunun yanında sirkeler zararlı bakteriyi öldürmeye yardımcı olur. Bütün sirkeler ekşi de olsa elma sirkesi alıç ve üzüm sirkesine göre biraz daha meyvemsidir.
Araştırmacılar sirkelerin sağlığı destekleyici özelliklerinin başlıca organik asitler, polifenoller ve kahvede de bulunan melanoidinler nedeniyle olduğunu düşünmektedir. Elma sirkesi, üzüm ve diğer sirkelerde bulunan gallik asit, kateşinler, kuersetin ve melanoidinler gibi polifenoller antioksidan özellik gösterir. Bu konuda en doğru kaynak bir sağlık uzmanıdır.
Elma sirkesinin mide yanmalarına karşı önerilmektedir ve azalan mide asidini dengelemektedir. Bilimsel araştırmalar sonucunda elma sirkesinin kilo vermeye yardımcı olabileceği görülmüştür. Bu bilimsel çalışmada sınırlı kalorili bir diyetle birlikte elma sirkesi tüketiminin iştahı, vücut ağırlığını, BMI'yi, kalça çevresini ve toplam kolesterol yoğunluğunun azaltabileceği ve ayrıca aşırı kilolu veya obez kişilerde HDL-C düzeyini artırabileceğini gösterilmiştir..Bununla ilgili detaylı çalışmayı buradan inceleyebilirsiniz.
Bunun yanında elma sirkesinin şekeri düşüren özelliği, diyabete yardımcı olduğu ve kilo vermeye yardımcı olduğu birçok kaynakta söylenmektedir.
Cildinize de iyi gelmesi muhtemel elma sirkesini salata, yemeklerinizde veya doğrudan suyla birlikte tüketebilirsiniz.
Kas ve kemik ağrılarından, çürük ya da ağız yarası gibi istenmeyen problemlere karşı koruyuculuğa kadar birçok faydası olan üzüm sirkesi aynı zamanda iltihapları da temizleyebilir.
Üzüm bazlı sirkeler genellikle %5 ile %10 arasında asetik asit içerir ve çalışmalar iştahınızı bastırıcı özelliği olduğunu göstermektedir. İsveç Lund Üniversitesi'nden beslenme araştırmacıları, farklı asetik asit seviyelerine sahip sirkelerin test deneklerinin glisemik ve insülin tepkileri üzerindeki etkilerini ve yalnızca 50g beyaz ekmekten oluşan bir öğün sonrası tokluk hissini inceledi. Bulgularını Avrupa Klinik Beslenme Dergisi'nin Temmuz 2005 sayısında yayımlanan araştırmacılar, glikoz ve insülin tepkilerinin azaldığını ve tokluğun, sirkelerdeki asetik asit seviyesine orantılı olarak arttığını tespit etmiştir (Araştırmayı buradan inceleyebilirsiniz).
Bu veya başka bir evde ya da bitkisel tedavi yöntemini kullanmadan önce doktorunuza danışın.
Alıç meyvesi, antiinflamatuar, antibakteriyel, antioksidan, bağışıklığı düzenleyen ve anti-karsinojenik özellikler dahil olmak üzere çeşitli biyolojik aktivitelere sahiptir. Daha fazla detay için alıç sirkesinin antioksidan aktivitesinin farklı yöntemlerle artırılmasına odaklanmış buradaki bilimsel makaleyi inceleyebilirsiniz..
Alıç sirkesi, sindirim sorunları, kan basıncı sorunları, kalp hastalıkları, kan şekeri dengesi sorunları, bağışıklık sistemi sorunları ve daha birçok sağlık sorunu için kullanılabilir. Ayrıca alıç sirkesinin cilt sağlığı için de faydalı olduğu söylenmektedir.
Alıç meyvesinden elde edilen sirkenin kişisel diyetinizde antioksidatif özelliklerini artırabileceği bilimsel olarak böylece gösterilmiştir.
Elma sirkesinin sabah kahvaltıdan önce ve/veya akşam yatmadan içilmesi tavsiye edilmektedir. İçilmeden önce suyla seyreltilmesi gerekmektedir. Aç karnına alınan elma sirkesi uzun süre boyunca tokluk hissi verecektir. Ayrıca elma sirkesi vücuttaki yağ yakımını hızlandıracaktır. Kahvaltıdan 30 dakika kadar önce içmeniz faydalı olacaktır. Genellikle günde en fazla 2 fincan yeterli olacaktır çünkü daha fazla tüketilmesi, sağlık sorunlarına yol açabilir.
Sirke mutlaka camda imal edilmelidir. Aldığınız sirkede kötü ve yakıcı bir koku varsa sentetik asetik asit olma ihtimali yüksektir. Hakiki sirkede ise meyvemsi bir koku bulunur.
Sirke parlak bir renge sahipse, berraksa ya da tortusu mevcut değilse o sirke, organik sirke değildir. Sirkenin doğal, organik sirke olmadığını anlamanın bir başka yolu ise yoğun asetik kokusudur. Sirke şişesi çalkalandığında bulanıklaşıyor ya da küçük köpükler oluşuyorsa, doğal sirke olduğu söylenebilir.
Aldığınız sirkenin serin ve güneş almayan ortamda muhafaza etmek en doğru yoldur. Yemeklerde kullanılacak olan sirke ise buzdolabında cam şişede saklanmalıdır.
Sirke fermante olduğu için aslında bozulmaz. Kısaca, teknik olarak serin ve karanlık bir yerde şişesinde saklanan sirke 100 yıl sonra bile güvenle tüketilebilir. Sirkenin hava ve güneş ışığıyla temas etmesi tadını bozsa da tüketimini engelleyecek bir bozulma sağlamaz.
Sirkeyi düzenli olarak kullanmadan önce sağlık profesyoneline danışmanızı tavsiye ederiz. Böbrek rahatsızlığı olanların düzenli sirke tüketmesi sakıncalı olabilir. Bunun yanında ülser, gastrit, reflü gibi sindirim yolu hastalığı olanlar, diyabet hastaları ve bazı özel durumlarda hamile ve emziren kadınların kullanmadan önce doktora danışmaları tavsiye edilmektedir.