Gurvita’nın fırın tarifleri köşesinde bu hafta nar gibi kızaran ve adeta doğal bir kolajen deposu olan fırında tavuk tarifimizle karşınızdayız.
1 bütün tavuk
1 adet kabuksuz ve dilimlenmiş portakal
1 çay bardağı Gurvita Tavuk Suyu
4 yemek kaşığı sirke
4 yemek kaşığı zeytinyağ
1 büyük doğranmış soğan
4 diş ezilmiş sarımsak
1 yemek kaşığı tuz
1 defne yaprağı
1 kök tarçın
Birer çay kaşığı kimyon, kişniş, tohum karabiber
Ekstra baharatlar ve acı toz veya taze biber
Kekik ve biberiye gibi taze baharatlar
Tereyağı
Fırında tavuk marinasyonu için geniş ve derin bir tencereye portakal dilimleri, Gurvita Tavuk Suyu, sirke, zeytinyağ, doğranmış soğan, ezilmiş sarımsak, tuz, defne yaprağı, tarçın, kimyon, kişniş ve karabiber ekleyin. İsteğe göre diğer baharatları ve acı biber ekleyin. Ardından bütün tavuğu bu marine sosuna batırın ve üstünü örtecek kadar su ekleyin.
Tavuğunuzu yukarıda anlattığımız gibi marine ettikten sonra en az 8 saat boyunca tencerenin kapağı şekilde buzdolabında bekletin. Dolapta marinasyon süreniz ne kadar uzarsa tavuğunuz o kadar yumuşak ve lezzetli olacaktır. Bu yüzden soslu tavuğunuzu 24 saat kadar buzdolabında bekletebilirsiniz.
Fırında tavuk için ilk olarak fırınınızı 200 dereceye getirerek ön ısıtmasını yapın. Ardından marine edilmiş tavuğun etrafına dilimlenmiş soğanları, portakal dilimlerini ve isteğe bağlı olarak birkaç diş sarımsağı dizin. Yine isteğe bağlı olarak bu aşamada tavuğunuzun üzerinde tereyağı gezdirebilirsiniz.
Üçüncü adımda ise tavuğunuzu pişirme tenceresiyle birlikte fırına yerleştirerek kapağı açık şekilde 15 dakika pişirin. 15 dakika sonra tencerenin kapağını kapatın ve fırın ısısını 175 dereceye düşürerek 1.5 saat daha kızartmaya devam edin. Bu bir buçuk saatin son 15 dakikasında ise tencerenin kapağını alarak tavuğun nar gibi kızarmasını sağlayın.
Ve artık fırında tavuğunuz hazır! Afiyet olsun.
Coğrafi işaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünleri gösteren bir işarettir. Ürünün belirli niteliklere sahip olduğunu, geleneksel yöntemlere göre yapıldığını veya coğrafi kökeninden dolayı sahip olduğu tarihi belgelendirmek amacıyla kullanılır.
İşkembe çorbasının geçmişi 1600’lü yıllara dayanmaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in de en sevdiği çorbalardan biri olan İşkembe Çorbası için özellikle kış aylarında çokça işkembe sipariş ettiği bilinir. Biz de geçmişten günümüze gelen bu şifalı ve geleneksel lezzeti sofralarınıza taşımaya ve yaşatmaya devam ediyoruz.
İlik Yağı, yemekleriniz için eşsiz bir lezzet ve şifa kaynağıdır.
Oldukça zengin bir mutfağa sahip olan Osmanlı Devleti’nde çorbacılık başlı başına bir meslek tanımıydı ve çorba Anadolu’da önemli bir yer tutuyordu. En çok yapılan çorbalardan biri olan Kelle Paça çorbası ayrıca özel kelle paçacılarda servis ediliyordu.
Yaklaşık 5000 yıllık bir geçmişi olduğu söylenen sirke kelime olarak “üzüm asidi” anlamında gelmektedir. İngilizce’de vinegar; Fransızca’da “vin aigre” kelimelerinden türetilmiştir ve ekşi şarap demektir.
