Gurvita’nın pilav tarifleri serisinde bu hafta komşu ülke İran’ın mutfağına konuk oluyoruz. Bu tarifimizde geleneksel pilavımızı safran, zerdeçal, kayısı ve kolajen deposu olan Gurvita İlikli Kemik Suyu ile birleştireceğiz.
1 su bardağı çiğ badem
2 su bardağı baldo pirinç
Bir tutam safran
1 yemek kaşığı zerdeçal
1/2 su bardağı gülkurusu kayısı
3 dolu yemek kaşığı Gurvita İlikli Kemik Suyu
3 su bardağı kaynar su
3 yemek kaşığı tereyağ
1 yemek kaşığı zeytinyağ
1.5 çay kaşığı tuz
Pilav tenceresine zeytinyağı ve tereyağını koyun. Yağlar kızınca çiğ bademleri ekleyin ve hafif altın rengi alıncaya kadar yaklaşık 1 dakika kavurun.
Pirinçleri yıkayıp süzün ve kavrulan bademlerin üzerine ekleyin. Tuz, safran ve zerdeçalı da ilave edip pirinçler iyice şeffaflaşana kadar 1-2 dakika daha kavurun. Sonrasında gülkurusu kayısıları doğrayıp tencereye atın ve karıştırın.
Gurvita İlikli Kemik Suyunu ve kaynar suyu tencereye ekleyin ve karıştırın. Sonrasında kapağını kapatın ve kısık ateşte suyunu çekene kadar yaklaşık 15-20 dakika pişirin.
Pilav piştikten sonra tencerenin içerisindeki pirinçleri tahta bir kaşıkla hafifçe karıştırarak havalandırın. Üzerine temiz bir mutfak bezi ya da havlu kağıt serin ve kapağını tekrar kapatıp 10 dakika dinlendirin.
Afiyet olsun!
S.s.s.
Safranı pilava eklemek için bir tutam safranı az miktarda sıcak suda 10-15 dakika bekletin. Bu süre sonunda safranın renk ve aromaları suya geçmiş olacaktır. Daha sonra bu safranlı suyu pişirme aşamasında pilava ekleyerek safranın tüm lezzetinin pilava geçmesini sağlayabilirsiniz.
Safranlı pilav İran mutfağının en meşhur yemeklerinden biridir. İran'da safran genellikle pilavlara, çorbalara ve diğer çeşitli yemeklere derinlik ve aroma katmak için kullanılır. Ayrıca dünya çapında en kaliteli safranların bir kısmı İran’da yetiştirilmektedir.
Coğrafi işaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünleri gösteren bir işarettir. Ürünün belirli niteliklere sahip olduğunu, geleneksel yöntemlere göre yapıldığını veya coğrafi kökeninden dolayı sahip olduğu tarihi belgelendirmek amacıyla kullanılır.
İşkembe çorbasının geçmişi 1600’lü yıllara dayanmaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in de en sevdiği çorbalardan biri olan İşkembe Çorbası için özellikle kış aylarında çokça işkembe sipariş ettiği bilinir. Biz de geçmişten günümüze gelen bu şifalı ve geleneksel lezzeti sofralarınıza taşımaya ve yaşatmaya devam ediyoruz.
İlik Yağı, yemekleriniz için eşsiz bir lezzet ve şifa kaynağıdır.
Oldukça zengin bir mutfağa sahip olan Osmanlı Devleti’nde çorbacılık başlı başına bir meslek tanımıydı ve çorba Anadolu’da önemli bir yer tutuyordu. En çok yapılan çorbalardan biri olan Kelle Paça çorbası ayrıca özel kelle paçacılarda servis ediliyordu.
Yaklaşık 5000 yıllık bir geçmişi olduğu söylenen sirke kelime olarak “üzüm asidi” anlamında gelmektedir. İngilizce’de vinegar; Fransızca’da “vin aigre” kelimelerinden türetilmiştir ve ekşi şarap demektir.
