Gurvita’nın tarifler köşesinde bu kez milföy hamurunu protein zengini haşlanmış tavukla buluşturuyoruz!
4 adet oda sıcaklığında yumuşamış milföy hamuru
1 kavanoz (660 ml) Gurvita Tavuk Suyuna Haşlanmış Tavuk
2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 adet ince doğranmış soğan
1 adet jülyen doğranmış dolmalık kırmızı biber
1 avuç ince kıyılmış maydonoz
Tuz (rutin miktarınızda)
Karabiber (rutin miktarınızda)
Milföyün üzeri için 1 adet yumurta sarısı
Soğan ve biberleri yıkayıp çekirdeklerini çıkararak jülyen ya da şerit şeklinde doğrayın.
Derin ve yapışmaz bir tavada zeytinyağını kızdırın. Kızgın yağa soğan ve biberleri ekleyin. Sebzeleri, biberler hafifçe yumuşayana kadar kavurun.
Gurvita Tavuk Suyuna Haşlanmış Tavuğun etlerini tavaya ekleyin. Etleri sebzelerle birlikte birkaç dakika daha kavurun.
Doğranmış maydanoz, tuz ve karabiberi tavaya ekleyip karıştırın. Ardından tavuk soteyi soğumaya bırakın.
Yağlanmış çömlek ya da fırın kabının içerisine soğumuş tavuk soteyi yerleştirin. Daha sonra milföy hamurlarını iki eşit parçaya bölün ve çömlek kaplarının ağzını hava almayacak şekilde milföyle kapatın.
Milföyün üzerine yumurta sarısını sürün. Önceden ısıtılmış 180°C fırında, milföyler altın sarısı bir renk alıp pişene kadar yaklaşık 15 dakika pişirin.
Milföy çanağında tavuğunuz piştikten sonra sıcak olarak servis edin.
Afiyet olsun!
Milföy Çanağında Tavuk tek başına lezzetli bir ana yemek olarak servis edilebilir. Ancak yanında hafif bir yeşil salata, coleslaw (lahana salatası) veya mevsim sebzeleri ile sunulduğunda öğününüzü dengeler ve zenginleştirir. Ayrıca çeşitli soslarla (örneğin sarımsaklı yoğurt sosu veya hafif bir domates sosu) servis edilebilir. Milföy çanağında tavuğu iftar sofrası için hazırlıyorsanız yanında geleneksel Ramazan şerbeti veya ayran ile sunabilirsiniz. Ayrıca milföyün çıtır çıtır dokusunu korumak için, sıcakken hemen servis etmenizi tavsiye ediyoruz.
Coğrafi işaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünleri gösteren bir işarettir. Ürünün belirli niteliklere sahip olduğunu, geleneksel yöntemlere göre yapıldığını veya coğrafi kökeninden dolayı sahip olduğu tarihi belgelendirmek amacıyla kullanılır.
İşkembe çorbasının geçmişi 1600’lü yıllara dayanmaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in de en sevdiği çorbalardan biri olan İşkembe Çorbası için özellikle kış aylarında çokça işkembe sipariş ettiği bilinir. Biz de geçmişten günümüze gelen bu şifalı ve geleneksel lezzeti sofralarınıza taşımaya ve yaşatmaya devam ediyoruz.
İlik Yağı, yemekleriniz için eşsiz bir lezzet ve şifa kaynağıdır.
Oldukça zengin bir mutfağa sahip olan Osmanlı Devleti’nde çorbacılık başlı başına bir meslek tanımıydı ve çorba Anadolu’da önemli bir yer tutuyordu. En çok yapılan çorbalardan biri olan Kelle Paça çorbası ayrıca özel kelle paçacılarda servis ediliyordu.
Yaklaşık 5000 yıllık bir geçmişi olduğu söylenen sirke kelime olarak “üzüm asidi” anlamında gelmektedir. İngilizce’de vinegar; Fransızca’da “vin aigre” kelimelerinden türetilmiştir ve ekşi şarap demektir.
