Gurvita’nın protein zengini tarifler serisinde spot ışıklarımızı bu kez kolajen ve proteini ilikli kemik suyundan alan terbiyeli sulu köfteye tutuyoruz!
200 gram kıyma
1 adet rendelenmiş soğan
2 diş rendelenmiş sarımsak
1 adet yumurta
Un (2 yemek kaşığı + Köfteleri bulamak için 1 çay bardağı)
4 yemek kaşığı Gurvita İlikli Kemik Suyu
Yarım çay bardağı ince bulgur
Tuz, karabiber, pul biber
1 adet küp küp doğranmış patates
1 adet küp küp doğranmış havuç
1 adet yumurta sarısı
2 yemek kaşığı yoğurt
Yarım limonun suyu
Soğan ve sarımsağı rendeleyin. Bir kasede kıyma, yumurta, un, ince bulgur ve baharatları ekleyip iyice karıştırın. Ele yapışan ama şekil verebileceğiniz bir harç elde edene kadar karıştırmaya devam edin. Harç çok yapışıyorsa biraz daha un ekleyebilirsiniz.
Ellerinizi ıslayın ve yoğurduğunuz harçtan fındık büyüklüğünde köfteler yapın. Daha sonra ayrı bir tabağa un serpin ve köfteleri una bulayın.
Patates ve havucu küp şeklinde doğrayın. Büyük bir tencerede 1 litreden biraz fazla suyu kaynatın ve kaynayan suya köfteleri, patates ve havuçları ekleyin. Kapağı yarım kapalı tutarak köfteler ve sebzeler pişene kadar orta ateşte pişirin.
Ayrı bir kasede yumurta sarısı, yoğurt ve limon suyunu çırpın. Pişen köftenin suyundan biraz alıp terbiyeye yavaşça ekleyerek ısıtın. Daha sonra terbiyeyi yavaşça tencereye ilave edin. Ardından Gurvita İlikli Kemik Suyu'nu da ekleyerek birkaç dakika daha karıştırarak pişirin.
Afiyet olsun!
Terbiyeli sulu köftenin terbiyesi doğrudan kıvamla alakalıdır. Terbiyede kullandığınız yumurta sarısı ve yoğurt karışımı sulu köfteye kremamsı bir dokunuş katar ve lezzeti daha belirgin hale getirir. Limon suyu ise terbiyeye hafif ekşilik katar.
Terbiyeli sulu köfteyi soğuttuktan sonra hava geçirmeyen bir kapta buzdolabında 2-3 gün bozulmadan saklayabilirsiniz. Sulu köfteyi tekrar ısıtırken düşük ateşte ve yavaşça ısıtırsanız terbiye kesilmez ve köftelerin dokusu bozulmaz.
Coğrafi işaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünleri gösteren bir işarettir. Ürünün belirli niteliklere sahip olduğunu, geleneksel yöntemlere göre yapıldığını veya coğrafi kökeninden dolayı sahip olduğu tarihi belgelendirmek amacıyla kullanılır.
İşkembe çorbasının geçmişi 1600’lü yıllara dayanmaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in de en sevdiği çorbalardan biri olan İşkembe Çorbası için özellikle kış aylarında çokça işkembe sipariş ettiği bilinir. Biz de geçmişten günümüze gelen bu şifalı ve geleneksel lezzeti sofralarınıza taşımaya ve yaşatmaya devam ediyoruz.
İlik Yağı, yemekleriniz için eşsiz bir lezzet ve şifa kaynağıdır.
Oldukça zengin bir mutfağa sahip olan Osmanlı Devleti’nde çorbacılık başlı başına bir meslek tanımıydı ve çorba Anadolu’da önemli bir yer tutuyordu. En çok yapılan çorbalardan biri olan Kelle Paça çorbası ayrıca özel kelle paçacılarda servis ediliyordu.
Yaklaşık 5000 yıllık bir geçmişi olduğu söylenen sirke kelime olarak “üzüm asidi” anlamında gelmektedir. İngilizce’de vinegar; Fransızca’da “vin aigre” kelimelerinden türetilmiştir ve ekşi şarap demektir.
